Aforoz operasyonları kaldığı yerden devam ediyor.
Süre azaldıkça kendine ayak bağı gördüğü herkesi yiyen yeni CHP, az kalmış ulusalcıları bir kalemde silip atıyor.
Son örneği olarak Burcu Köksal'ı canlı canlı izliyoruz.
Türkiye tarihinin ilk ve en eski partisinin yeni kafa yapısı; birçok kritik yerde seçimi altın tepside Cumhur İttifakı'na sunacak.
Sonra yine fatura omurgalılara kesilip, bahanelerin ardına sığınılacak.
'Sokaklara dökülürüz' naraları etkili olmamakla birlikte bu kaftan sana hiç yakışmıyor Özgür Özel...
'Gelen gideni aratır' sözü yetmemekle beraber başka ve öze döndürecek bir cümle bulunmalı...
İstanbul, Adana ve Mersin çantada keklik değil!
Hele ki İstanbul...
İmamoğlu'nun 'Yine yaparız' atıflarına bakmayın; onun amacı Erdoğan ile yarışmak...
Partisi gideceği kurultayda kendisini genel başkan seçerse o da bu yarışa dahil olabilir ...
Kurtulmaya çalıştıkları Kılıçdaroğlu geri dönmezse tabi...
'Karadenizliyle bir Karadenizli yarışabilir' algısı kadar yanlış bir algı yok.
O hesap tutmaz...
Gelelim Adana ve Mersin'e...
'Kent Uzlaşısı' adı altında DEM'le örtülü ittifak özellikle Mersin'de ayyuka çıkmış durumda.
Adana'nın CHP Büyükşehir Belediye Başkanı ve Adayı Sayın Zeydan Karalar'ın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne bağlılığı ve bürokrasiye olan saygısının Mersin ve İstanbul’dan çok daha fazla olduğunu yıkıcı 6 Şubat Depremlerinde gördük...
En azından İstanbul kadar gözkırpmıyor
...
Göz yummayanların hali ortada...
'Başka partiye' lafını duydular...
Burcu Köksal, hiçbir kürt seçmeni hedef göstermedi ancak bile isteye o tarafa çektiler.
Köksal'ın hedefinde terörün siyasi uzantısı DEM'e olmuşken; kadını faşist gösterip aforoz ettiler...
Aforoz operasyonları seçimi kendilerine kaybettirene kadar devam edecek.
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözüyle yazımı noktalamak istiyorum;
"Benim iki büyük eserim vardır; biri Türkiye Cumhuriyeti diğeri Cumhuriyet Halk Partisi'dir."
Bugünkü CHP, Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkıyor gibi gözüküp kendi partisinden de vazgeçmiştir...
Ne acı...