Tarih: 7 Aralık 2025 Pazar 12:16

DEVA Partisi Mersin İl Başkanı Necmi Ağaoğlu, Türkiye’nin ekonomik çöküşünün temelinde üretimden çok zihniyet sorunu olduğunu belirterek, “2002 yılında bir emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alınabiliyordu. Bugün aynı maaşla ancak 2 çeyrek altın alınabiliyor. Bu tablo, 20 yılın sonunda vatandaşın nasıl fakirleştiğini açıkça gösteriyor.” dedi.
Ağaoğlu, enflasyonun resmi rakamlarla açıklanamayacak boyutlara ulaştığını belirterek, “Devlet, üretmeden para basıyor. Bankalardan alınan paraların çoğu yeni basılmış banknot. Para çoğaldıkça alım gücü düşüyor, enflasyon artıyor. Bu düzen sürdürülebilir değil.” ifadelerini kullandı.
“BABACAN’IN DÖNEMİNDE KURUMSAL DENGE VARDI”
Ağaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın ekonomi yönetiminde olduğu dönemde Türkiye’nin hem kurumsal hem finansal güven ortamına sahip olduğunu vurgulayarak, “Ali Babacan o dönemde ülke ekonomisini yönettiğinde, Merkez Bankası bağımsızdı. Kurumlar liyakatle çalışıyor, herkesin imzası olmadan hiçbir karar yürürlüğe girmiyordu. Bugün ise sistem tamamen tek merkezden yönetiliyor. Bu anlayışla ne enflasyon düşer ne de ekonomi düzelir” dedi.
“KARARLAR TEK İMZAYA DÜŞTÜ, DEVLET YAPISI ZAYIFLADI”
Ağaoğlu, devlet yönetiminde ortak aklın ortadan kalktığını şu sözlerle anlattı:
“Sayın Babacan hep şunu anlatır: Eskiden bir bakanlar kurulu kararı alınırken 23 bakanın da imzası olurdu. Sonra bir bakan eksik imzalamasa da ‘önemli değil’ dendi. Ardından üç-beş imza eksik kaldı, yine uygulamaya kondu. En sonunda sistem öyle bir noktaya geldi ki, kararlar tek bir kişinin onayıyla alınmaya başlandı. Artık Cumhurbaşkanı’na bile ulaşmak imkânsız hale geldi. Etrafında öyle bir duvar örüldü ki, yanlışları söyleyen kimse kalmadı.”
Ağaoğlu, bu sürecin Türkiye’yi bugünkü krize sürüklediğini belirterek açıklamasını şöyle tamamladı:
“Kuralların, kurumların ve imzaların bir anlamı kalmadı. Bağımsız kurumlar olmadan ne ekonomi toparlanır ne de adalet işler. Bizim mücadelemiz, işte bu çürümüş yapıyı yeniden adalet ve liyakat temeliyle inşa etmektir.”