Şair diyor ya, bir melek sıvazlamazsa içimizden birinin alnını… Artık kimselere gelmediğine göre melek kendimize ait olan başın umarına bakacağız, bakabilirsek. Temsil ve ifade sorunu üzerine belki de en yetkin alanlardan birinin sinema olması şüphesiz düşüncenin pasifliğinden dolayı etkili olması kaçınılmaz. Bunun etkisinin de bilim kurgu alanında olması ne kadar belirleyici. Herkes okumadığı halde bilge, benim işaretim, ifade alanımın erkine kimse yetişemez diyor, halbuki yalnız bir temsilin içerisinde, daha da korkuncu bunların farkında bile değil, modern köle.
Bölüm başkanı televizyona çıkmış birer temsil sorunundan bahsedeceğine, biz temsilin ta kendisiyiz diyebiliyordu. Bu benim usumda neyi kışkırttı bilemeyeceğim ve ne olması gerekti anlayamayacağım. Ne diyordu filmdeki organik gövdeli robot, bay bilmem ne adlı kişiyi temsi ediyorum, Bay Wallace’tı galiba kişinin adı. Bay Wallace ne diyordu, melek yaratmak, mucize çok zor. Çünkü organizmayı var edebiliyordu ama mucize/tansık yok, yani ortaya koydukları gövdeden bir çocuk olmuyordu tekrar, yalnız bir robot.
Temsilin içinin bu denli boşalması elbette “pop” kültürünün işine yaradı çünkü “dandik” kültürlerini kolayca başkalarına aktarabiliyorlardı, eğitim okulda kazanılmaz, eğitim kişinin mensup olduğuyla başlar. Nereye mensup bunca insan, yalnız işlerine, yalnız ezmeye, ezilmeye, içlerinde okuyanların biraz fikri varsa kabul göremeyecekler elbette. Şanslıysa belki aynı politikanın içindeyse, evet ne yazık ki politikanın bile iyisi kötüsü han’diyse kalmadı, belki yardımcı olacak dik duran birkaç kişi çıkabilir.
Son zamanlarda özellikle ellili yılların başında beliren saygısız, erdemsiz, "değer atfeden" kültürel facianın sonuncusunu Arjantin'de gördük. Sığ ama teknolojinin desteğinden dolayı çok etkili olan bir kültürel eprime. Şımarık, her şeyi bildiğini sanan artık gövdeyle adeta devasalaşan bir kültürel unsur. İnternetinde etkisiyle iyice her yerde.
Benim çekincem yazının, kültürel değerlerin popüler bir söylem içinde erimesi ve sığ hatta buz üzerinde kaymaya oldukça elverişli bir ortamda, kurak, yükseltiden dolayı oldukça kurak bir araziye çekmeleri kişileri, entelektüelleri ve bununla savaşıma girecek enstrüman olsa bile nobran bir kapıya dayanıp baş edemeyecekler çekincem... Üniversal veya yerellikten öteye bir eprimiş söylem olan bu alanda elbette Mersin Kenti Edebiyat ödülünü, ödülün değerini sorgulamıyorum fakat son zamanlarda Mersin'de gelişen kültürel atmosferin (90'lar sonu 2000'ler ortasına kadar) gittikçe nizami sorunsallara teslim olduğunu gördüm.
Orhan Pamuk'u bu vesileyle bir kez daha kutlarım!
Şairlerimiz, bilim adamlarımız belki de politikanın sığlığından dolayı Mersin daha çok şey kaybedecek gibi.