On sekiz, on dokuz yaşımdan beri, hep Türkçemize katkı sunmak ve bunun kabul edilmesi, en büyük ereklerimden biri oldu, bu ereğimi gerçekleştirmek, yapabildiğim kadar yazıda karşılığı oldu. Ama bir sözcüğün karşılığını bulmak, başka dilden Türkçeye birebir karşılığı üzerine düşünmek, hâlâ beni dinç tutan oldukça zor bir alan. Örneğin sanal kelimesini ben bulmak isterdim, uçak kelimesini ya da…
İşte bu düşüncem kapsamında; standart karşılığında TDK’ye ‘örüntü’ kelimesini önerdiğimde usumdan geçenleri sizlerle paylaşmak isterim, tabii bu paylaşım tarihe bir not olsun diye yazılacak, herhangi bir sosyal bilimin sınırlarını aşıp, yalnız bir gösteriş için paylaşılmadığına tanık olsun diye. Yoksa bir kelimenin gösterişi ne olabilir!
Standart sözcüğünü incelediğimizde, TDK sözlüğüne baktığımızda, Türkçe karşılığı; Fransızca standard
1. sıfat Belli bir tipe göre yapılmış veya ayrılmış; ölçün, ölçünlü, tek biçim, tek tip.
2. sıfat Belirli ölçülere, yasaya, kullanıma uygun olan; ölçün, ölçünlü:
"Bizim standart diye de bir örfümüz yok kızım, boşuna çeneni yorma." - Atilla Atalay
3. sıfat Örnek veya temel olarak alınabilen; ölçün, ölçünlü:
"El sanat ürünü, standart ürün değildir." - Oğuz Aktan
4. isim Bir işletmede, bir ürünü, bir çalışma yöntemini, üretilecek miktarı, bütçenin para miktarını belirlemek için konulmuş kural.” der sözlük.
Örüntü sözcüğünü incelediğimde TDK sözlüğünde:
Olay veya nesnelerin düzenli bir biçimde birbirini takip ederek gelişmesi:
"Bu örüntü, onun yeni harekete geçirilmiş nüfusunun yeni özlemlerinde de görülmektedir." - Şerif Mardin
Standart sözcüğünün açıklamalarında beni en çok ölçün kelimesi rahatsız etti, bu kelimenin bendeki anlamını düşünerek ‘örüntü’ kelimesini de önerdim. Önerimin kabul edilmeyeceğinin zaten farkındaydım, çünkü benim aklımdan geçen örüntü kelimesi, bir şeyin üzerini kapaması, onu bulunduğu yerde, noktada deneti (kontrol) altına almasıyla bağlantılıydı. Aynı zamanda bir kabulün ölçülebilir, değişebilir anlamını içermiyor örüntü.
‘Kunt bir varoluşun oluşu değil mi örüntü’
Ölçün kelimesi daha çok başından itibaren denetimi yapılan şeyleri kapsıyordu, örüntüyse denetimi yapılmasa bile, başından itibaren, her bir sıralamayı, kapsayıcılığı barındırmasıyla ilintiliydi. Sosya-ekonomik konumlarda bu işin içine girebilirdi. Daha çok bir toplumun belirli ölçünlerinden -ölçülebilir olandan- çok yerleşik ve örfe, töreye girmiş olanı, yüz yıllardır benimseneni kapsar adeta.
Bir yasa örüntüsü (standardı) bizlerin benimseyeceği, toplumun kabul edeceği, yasaların getirdiğinden bahsetmedim elbette, kabullerin, gelenekle birlikte gelen ve insanların belki de doğuştan kabul etmesi istenen şeylerle bağlantılı örüntü/statü kelimesi, yani burada ölçülmesinden ziyade bir güncelin dışında olan. Buda yontusu bir örüntü, her evde farklı boylarda Buda yontusu olabilir, standardı bu onun küçük, büyük olması bir çapının olması değil onu olduğu gibi kabul etmekten geçiyor elbette.