Ahmet Kemal TEKİN
Tarih : 18.10.2022


Etten Kemikten


Yaşamda en sıkıcı şey şüphesiz kırk yaşından sonra kendini ispatlamaktır. Bu tuhaf çünkü koşuşturmacanın bitmediği anlamına gelir. Örneğin çevrenizdeki insanlar size bilerek hoşlanmadığınız cümleleri söyleyebilir, ayağınızın takılmasına sevinebilir. Ne kadar ahmakça değil mi? Buna inanmıyorum, buna inanmıyorum diye söylenseniz de, bunların, bu yaşadıklarımızın olması bizim gibi ülkelerde maalesef her an her dakika yaşanıyor. Öyle ya, yaşamak denen, bir şeyden ibarettir, bu bir şeyler mutluluk değil şüphesiz.

Sizden sürekli değişmenizi isteyen şüphesiz diktatörlük ister. Neye uymak zorundadır sürekli değişen. Bir insan bu densizce çabaya bırakılır mı? Şüphesiz eğitimli ve dürüst insanlarız çoğumuz. Şüphesiz artık içinde bulunduğumuz entelektüel bir ortam yok, bundan eminim. Eğer içinde bulunduğum bir entelektüel ortam olsa bunca değişim istenmezdi. Başka bir yetişen büyüyen var. Bunu çok isterdim yalnız dinginliği. Entelektüel dostlarımla ve bir onun yanında olmayı. Ama çok öteye varmaktır insana ait olan değil mi..! Eskil, köhnemiş bir ülkede ne planlanıyor bilmenin yolu var mı?

Bungun bir sarmaşık, yaşamın ötesinde midir? Bir romantik sanattan ne çıkar, bir Barok mimari ne anlatır, ak sakallı dededen mi aldın kehaneti, çocuğun elindeki hangi yazgı öyleyse. Etten kemikten biri olarak çıkıyorum karşınıza, ardımda hangi entelektüel kaygı, hangi liman, hangi üzgün kadın, hangi çiğnenmiş yasa. Bunlara yeni yeni ulaşan ve “beğenmeyen” kimler var ki bizden sürekli değişmemizi talep eder. Neden altın çöpe düşünce değer kaybeder.

Sürekli değişim içindedir bizim gibi ülkeler, adı üzerinde gelişmekte olan ülkeler, belki de ergen ülkeler demek daha mantıklı olur. Uslamlamanın olmadığı, verilerin hep noksan olduğu ülkeler. Dün dündür, bugün bugündür!

Her türlü olumlu çaba güzeldir, iyidir, ruhumuza sahip çıkmaya çalışanlar mı bunları yapanlar. Bize ne doğru dürüst iş verdiler, ne doğru dürüst bir yaşantı. Sürekli değişmemizi, sürekli kendimizden bir şeyler vermemizi istiyorlar.

Ben etten kemikten, terk ettim yaşadığım ülkeyi birden, sizin gibi aklımda mavi Akdeniz, yeşil yemyeşil bir yer yeni yepyeni, dipdiri... Hiç bir şeyi bilmemek olası mı, bu kenti ve ötesini... Kelimene dikkat et, cümlene, seninle olabilirim demiş bir bilge. Yoksa, buralardan değil miydim? Eğer öyleyse: Yaz gelsin artık!

 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 

 

  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız
 
Yorumunuz
 


 



ANASAYFA
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM

mersinpost.com.tr © Copyright 2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.


URA MEDYA